Söz onda: Diyalizdeki bir bilim insanının aklı

Polonya Bilim Akademisi, Çevre Mühendisliği Enstitüsü'nde yardımcı doçent olarak çalışan, Güney Polonya'da bir şehir olan Zabrze'de eşi ve bir kızıyla birlikte yaşayan Rajmund Michalski için akademi en belirgin kariyer yoluydu. Yüksek lisansı bitirdikten sonra, Michalski önce 1994 yılında kimya dalında doktorasını, ardından da 2007 yılında profesör olmak için çalışmalarını başarıyla tamamladı. Bir yazar ve araştırmacı olarak yaptığı katkıların yanı sıra, sayısız bilim derneğinin ve bilimsel dergilerin yayın kurullarının bir üyesi olarak kendi alanında güçlü bir yer edindi. Kendisine konulan kronik böbrek hastalığı teşhisine rağmen Michalski'nin işleriyle meşgul olmaktan ve aldığı hazı tanımlamak kelimelerle zor.

Beklenmedik haber

30’larına yaklaştığı 1992 yılına kadar böbrekleri Michalski'nin aklına gelmemişti bile. Her şey idrarında yüksek protein miktarı olduğunu öğrendiği rutin bir muayene sırasında değişti. Yerel hastanede testler yapıldı ve böbrek biyopsisine girdikten sonra artık teşhis konmuştu: glomerülonefrit ya da diğer adıyla böbrek iltihabı. Başlangıçta Michalski diyalize acil bir ihtiyaç duymadan normal hayatına devam edebiliyordu, her ne kadar doktoru böbrek fonksiyonu azaldığı için bu durumun zamanla değişeceğini söylese de. Teşhisini öğrenmesinden sekiz yıl sonra her geçen an daha da yorulduğunu fark etti. Bununla beraber, testler idrarında hala yüksek miktarda protein olduğunu göstermişti ve Michalski nefrologunu üç ayda bir ziyaret ediyordu. Durumunun giderek kötüleştiğini öğrenmişti. Artık gerçeklerle yüzleşme zamanıydı. 2011 yılının sonunda doktoru onunla artık diyalize başlaması gerektiğini belirten test sonuçlarını paylaşmıştı.

Hayat kurtaran tedavi

Nefrologuyla birlikte tedavi seçeneklerini gözden geçirdikten sonra, Michalski kariyerini devam ettirebilmek adına kendisine daha çok esneklik sağlayacağını düşündüğü için karın zarı (PD) diyalizini seçti. Ocak 2012'de, diyaliz çözümünün karnın içine ve dışına sıvı akışı sağlayan sondanın kendisine takılabilmesi için ameliyat oldu ve evde tedavisini nasıl gerçekleştirebileceğini öğrendi. Her ne kadar artıları ve eksileri olduğunu bilse de Michalski en baştan beri organ bağışına açıktı. Seçenekleri daha olası kılmak için doktoru onun adını donör bulabilmek adına listeye yazmıştı bile. 26 Ocak 2013'te, PD tedavisinin ikinci yılındayken ve 50. yaş gününe yalnızca birkaç gün kalmışken kendisine uygun bir böbrek bulunduğunu öğrendiği bir telefon aldı. Michalski doğrudan operasyonun başarıyla gerçekleştiği Bydgoszcz'teki hastaneye gitti. Bugün söz konusu olay kendisine sorulduğunda Michalski hala kendini gülümsemekten alamaz: bağışlanan böbrek onun için yalnızca bir doğum günü hediyesi değildi, aynı zamanda Polonya'da 1966 yılında ilk başarılı böbrek naklinin yıl dönümü anmak için her yıl 26 Ocak'ta kutlanan Polonya Organ Nakli Gününde kendisine uygun bir böbrek bulunduğuna dair bir telefon gelmişti.

Yeni bir araştırma projesi

Kimya alanındaki birikiminden dolayı, Michalski durumu biyokimyasal düzeyde anlamaya çalışıyordu. Diyalize başlamadan önce her doktor ziyaretinde tıbbi değerlerinin ne olduğunu tam olarak bilmek onun için önemliydi. Fakat vücudunda neler olup bittiğini bu kadar iyi bilmenin onun için avantajları ve dezavantajları vardı: Nefrologuyla oturup yüz yüze geldiği her seferde neler duyabileceği konusunda endişe taşımaktaydı. Michalski bununla fiziksel durumunu yazıya döken kayıtları saklayarak baş etti. Böyle yapması ona sağlığını daha iyi kontrol edebilme hissi verdi ve bu da duyguları üzerinde olumlu bir etki yarattı. Bununla birlikte, bir bilim insanı ve araştırmacı olarak vücudunun içinde neler olup bittiği konusunda gerçekten çok meraklıydı. Doktorları protein seviyelerinden potasyum miktarı ve ağırlığına kadar hemen her şeyi yansıtan diyagram ve çizelgeleri gördüklerinde tam anlamıyla şaşıp kalıyorlardı. Hatta Michalski diyaliz sonrası kendi sıvılarının kimyasal bileşimine dair bir analiz hazırlamaya kadar olayı götürmüştü.

Şimdi bile, organ naklinden sonra, hala sağlık verilerini yakından izleyip analiz etmeye devam etmekte. Her doktorunu görmeye gidişinde, yanında ilaç tedavisine ve periyodik kan testi analizlerine dair bir çizelge de götürerek oldukça iyi hazır olduğunu göstermekte. Hatta yakın zamanda bir dergiye gözden geçirmesi ve yayımlanması hakkında cevabını sabırsızlıkla beklediği, kendi deneyimini konu alan bilimsel bir makale bile yolladı.

Kabul ve ilerleme

Evde bakıma muhtaç bir yaşındaki çocuğuyla Michalski 29 yaşında hastalığını ilk öğrendiğinde dünyası başına yıkılmış gibi hissetmişti. İçgüdüsü hastalığının ilerlediğini unutmaya çalışmak yönündeydi ve dolayısıyla kendini tamamen işine vermişti. Normal yaşantısına, işlerine ve seyahatlerine devam etmek aynı zamanda durumunun gerçekliğini göz ardı etmesine ve küçümsemesine yol açmıştı. Ama daha en başından beri bildiği bir şey vardı, o da eninde sonunda diyalize başlayacağıydı. Sonunda PD tedavisine başladığında hala kullandığı sondayı ve günde dört defa gerçekleşen sıvı değiştirme işini kabul etmekte zorlanıyordu. Zaman geçtikçe bu işlemler rutin halini aldı ve Michalski diyalizle yaşamanın katlanılabilir ve yalnızca hayatın başka bir parçası olduğunu fark etti. Kendisi de böbrek hastalığına yakalanmış olmanın ve diyalize mecbur kalmanın onu daha sabırlı ve mütevazı kıldığını açıkça ifade eder ki her ikisi de hayranlık duyulacak özelliklerdir.

Diyaliz ve işin başarılı birleşimi

Michalski her zaman tutkulu ve kendini bilime, araştırmaya adamış bir kariyer adamıydı. Bir süre Japonya'da kalmasının yanı sıra, bulunduğu makamlar arasında Katowice'deki Yönetim Okulu'nda Sosyal Bilimler ve Teknoloji Fakültesi'nde dekanlık yapmak da yer almaktaydı. Diyaliz tedavisi devam ederken Yardımcı Araştırma Direktörlüğü de dahil olmak üzere, Leh Bilim Akademisi - Çevre Mühendisliği Enstitüsü'nde çeşitli pozisyonlarda görev aldı. PD tedavisi süresince Michalski'nin amacı aktif kalmaktı. Güç ve yaratıcılık eksikliğinin bilimsel kariyerini etkileyeceğinden endişe duyduğu zamanlar da oldu ama kararlı tutumunun karşılığını aldı. Konferanslar düzenlemek tüm Polonya ve Avrupa'nın geri kalanına seyahatler etmek de dahil olmak üzere, işlerine devam etti. Bugün bile hikayesini anlatırken Zabrze'de bulunan Fresenius Tıbbi Bakım merkezindeki sağlık çalışanlarının normal bir hayat sürdürebiliyor olmasında çok önemli rolleri olduğunu vurgular durur. Michalski'nin sonsuza kadar minnettar kalacağı o çalışanlar duygusal anlamda destekleyip onunla empati kurmak için oradalardı.

İyiliğin karşılığı

Her ne kadar Michalski şu an diyalize bağlı olmasa da bu durumda olan diğer insanlara ulaşıp onları desteklemeye devam etmekte. Hastalarla birlikte toplantılarına ve konferanslarına katıldığı Polonya Ulusal Diyaliz Hastaları Derneği'nin üyesi olmaktan gurur duyuyor. Söz konusu dernek üç ayda bir çıkan hasta dergisi yayınlıyor ve Michalski de hastalığıyla mücadelesini, diyalizle birlikte nasıl iyi yaşadığını ve son olarak organ naklini konu alan bir dizi makale yazdı. Sürekli olarak kendi tecrübesinin aynı teşhis veya durumla karşı karşıya kalmış diğer insanlara ne şekilde katkıda bulunabileceğini düşünen Michalski'nin sözleri kişisel, motive edici ve böbrek hastaları için duygusal destek sağlayacak niteliktedir. Çeşitli zamanlarda onu, diyalizle yaşayan bir hastanın bakış açısını temsil ettiği nefroloji konferanslarında görmek de mümkün. Aktif bir hayat tarzı sürdürmeye kendini adamış biri olan Michalski Leh Transplant Spor Derneği ile de işbirliği içinde. 2014 yılında gönüllü olarak katıldığı Krakow'da düzenlenen Avrupa Transplant & Diyaliz Spor Şampiyonası organizasyonuna yardımlarda bulundu. Şimdi şöyle bir geriye bakıldığında, böbrek yetmezliği teşhisi ve diyaliz üzerine yapılacak yeni araştırmalar, desteklenecek yeni sebepler ve hayatlarını olumlu bir şekilde etkiyebileceği yeni insanlar kazandırarak Michalski'ye yepyeni bir canlılık sağlamış oldu. Aslında yaptığının tam olarak şu olduğunu söyleyebiliriz: "Hayat size limon veriyorsa siz de limonata yapın."