Yaşamı değiştiren yeni tedavi

Evde diyalize geçiş, Türkiye’nin Bolu ilinde yaşayan 14 yaşındaki Eda Saraç’ın okula ve arkadaşlarına yönelik enerjisini yeniledi.

Eda Saraç yalnızca 1 yaşındayken nefrite (böbrek iltihabı) yakalandı. Enfeksiyon, toksinler ya da en yaygın şekliyle otoimmün hastalığın sonucu olan bu durum, böbreklerin iltihaplanmasına neden olur ve böbrek işlevinde düşüşe yol açabilir. Yoğun tedaviye karşın, Eda yalnızca 7 yaşındayken diyalize başlamak zorunda kaldı. Ne yazık ki, ebeveynlerinden böbrek bağışı onun için bir seçenek değildi. Nefrit türü yüzünden, hastalığın bir akrabanın böbreğiyle yeniden ortaya çıkmaya çıkması çok muhtemeldi.

İki yıl hemodiyalizden sonra, Eda, kadaverik böbrek nakli oldu. Ancak aynı hastalık yeni böbreğinde de görüldü ve diyalize geri dönmek zorunda kaldı. Bu onun için şok ediciydi ama ev diyalizi sayesinde yaşamının kontrolünü tekrar ele geçirdi. Yeni tedavi yöntemi eğitimini sürdürmesinde ona büyük destek oluyor.

Ev diyalizi – Eda’nın daha iyi seçeneği

Eda, ev diyalizine geçmeden önce, tedavi olmak için haftada iki gün okula gidemediğinden çok üzülüyordu. Dahası, okula odaklanmasını zorlaştıran belirtiler yaşıyordu. Cevapları bilse de, öğretmeninin sorularına çoğunlukla hızlı biçimde cevap veremiyordu veya cevapları anımsayamıyordu.

Çoğu genç için, aktif sosyal bir yaşama sahip olmak, büyümenin, gelişmenin ve yetişkin olmanın önemli bir parçasıdır ve Eda da bir istisna değildi. Ancak düzenli diyaliz, arkadaşlarıyla geçirebildiği zamanı kısıtlıyordu.

Eda’nın diyaliz merkezindeki başhemşiresi Filiz Çalışır, Eda ve ebeveynlerine yeni tedavi yöntemini anlattı; evde de gerçekleştirilebilecek yavaş ama daha uzun diyaliz. Bazı belirtilerini ortadan kaldırmaya yardımcı olabileceğinden, okula devam edebilecek ve daha başarılı olabilecekti. Annesi başlangıçta tereddüt etti ama Eda denemek konusunda ısrar etti. 13 yaşında en büyük isteği daha iyi hissetmek ve akademik olarak başarıya ulaşarak, hastalara yardımcı olabileceği bir acil tıp teknisyeni olmaktı.

Bu yüzden Eda ve annesi, ev hemodiyalizi eğitimi almaya başladılar. Herkes, Eda’nın iğneleri damarına sokmada ne kadar becerikli olduğuna şaşırdı. Bir süre sonra, Eda ve annesi, düşündükleri kadar zor olmadığını fark etti ve bu, diğer hastalar için de iyi bir örnek oldu.

Asıl diyalizin nasıl gerçekleştirildiğini öğrenmenin yanında, evde tedavi, Eda’nın evinde bir diyaliz makinesi ve su sistemi kurulumunu gerektirdi. Eda, pek çok açıdan Türkiye’de yaşadığı için çok şanslı; ülkesi, ev hemodiyalizi denemek isteyen hastaları destekliyor ancak bu durum tüm ülkelerde geçerli değil.

Hayallerinin peşinde gitmek

Kısa bir eğitimden sonra, Eda evde nasıl diyaliz gerçekleştirileceğini öğrendi ve böylece her gün okula gidebiliyor. Artık okuldan sonra, annesinin de yardımıyla 8 saat diyaliz oluyor. Hemşire Filiz’in açıkladığı gibi, kanını uzun bir süre boyunca yavaşça temizleyen yeni tedavi, Eda’nın yaşamakta olduğu yan etkilerin bazılarını ortadan kaldırmaya yardımcı oluyor.

Çalışkan bir öğrenci olan Eda, diyalizde geçen zamandan yararlanarak ders çalışıyor. Eda, evde diyaliz sayesinde sosyal yaşamına geri döndü ve arkadaşlarını düzenli olarak görmekten çok mutlu.  Artık ebeveynleriyle de daha fazla zaman geçiriyor.

Eda ilk kez evde hemodiyaliz gerçekleştirmeye başladığından bu yana iki buçuk yıl geçti.  Yaşantısının nasıl değiştiği sorulduğunda, “İlk dokuz ay kilo aldım; daha önce o kadar zayıftım ki, şimdi fiziksel ve duygusal olarak daha iyi hissediyorum” şeklinde açıklıyor.

Diğer değişiklikler sorulduğundaysa, Eda, “Öğretmenimin anlattıklarını takip edebiliyorum ve sınıfta katılım gösteriyorum. Sınıftaki diğer çocuklardan bir farkım yok. Matematik notlarım gerçekten kötüydü ama artık çok fazla geliştirdim ve yakın zamanda daha da iyi notlar alacağımdan eminim” diye ekliyor.