Türkiye

Türkiye – 1001 gece ülkesi

Türkiye Cumhuriyeti, topraklarının büyük bölümü Anadolu'ya, küçük bir bölümü ise Balkanlar'ın uzantısı olan Trakya'ya yayılmış, ciddi coğrafi öneme sahip bir Avrasya ülkesidir.

Tarihçe

Türkiye Cumhuriyeti, genç ve modern cumhuriyetin kurulmasına önderlik eden Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde 1923 yılında kurulmuştur. Türkiye o zamandan bu yana, Avrupa Konseyi, NATO, OECD ve G-20 ekonomileri gibi organizasyonlara üyelik yoluyla Batıyla gittikçe daha fazla bütünleşmiştir.

Turizm

Avrupa ile Asya arasında bir köprü olan Türkiye, böylesine önemli bir kültür kavşağında olan bir ülkeden beklenecek olan zengin bir tarihçeye sahiptir. Türkiye’nin uzun ve değişkenlik gösteren deniz kıyısı, yüksek dağları ve gölleri ve pek çok tarihi, dini ve arkeolojik alanı, ülkeye eşsiz bir potansiyel katar. Ziyaret edilecek pek çok yer ve yapılacak birçok aktivite vardır. Türkiye, her yıl dünyanın her yerinden, kumsalların ve temiz denizlerin keyfini çıkarmak, pek çok ilginç manzarayı görmek veya tarihi yerleri ziyaret etmek için gelen yaklaşık 30 milyon turisti ağırlar. Türk Mutfağı, dünyanın en iyilerinden biridir. Ağırlıklı olarak taze sebzelerle ve lezzetli olduğu kadar sağlıklı da olan zeytinyağıyla hazırlanan çok çeşitli yemeklere sahiptir. Taze meyvelerin her çeşidi bulunabilir, baklava ve lokum, geleneksel tatlılar arasında kaçırılmaması gereken Türklere özel tatlardır.

Türkiye’de tatil diyalizi

NephroCare diyaliz merkezleri, 1998 yılından bu yana ülkenin birçok yerinde hizmet vermektedir. Bugün farklı şehirlerde 50’ye yakın diyaliz merkezi hizmet vermektedir. Hem iş, hem de tatil amaçlı seyahat eden hastalara yüksek kaliteli hemodiyaliz hizmeti vermeye hazırdırlar. Yeterlikli ve deneyimli klinik personelimiz, seyahat sırasında diyaliz gereksinimi olan misafirlerimizi karşılamaktan çok mutlu olacaktır.

Görülecek yerler konusunda ipuçları

Antalya

Antalya, Türkiye’nin Akdeniz kıyısının en büyüleyici bölümü olan Türk Riviyerasında yer alır. Türkiye’den bekleneceği gibi, eski şehir duvarlarının içinde kalan geçmişin merkezi Kaleiçi’ne sahip büyüyen modern bir şehirdir. Bu bölge son yıllarda, pek çok ahşap Osmanlı konağının restore edilmesi ve butik otellere dönüştürülmesiyle bir çeşit yenilenme yaşamıştır. Eski şehrin caddelerine araç girmesine izin verilmediğinden, büyüleyici liman etrafındaki atmosferi içinize çekmek için iyi bir yerdir. Antalya’nın simgesi olan Yivli Minare, 13. yüzyılda Selçuklular tarafından yapılmıştır. Arkeoloji Müzesi’nde, tarihleri yontma taş devrinden Osmanlı’ya kadar uzanan çok sayıda ilginç eserler vardır.

Antalya’nın arka planında büyüleyici bir dağ manzarası vardır ve şehir, pek çoğu civar bölgelerinden denize yukarıdan bakan ihtişamlı otellerin bulunduğu falezler üzerine kuruludur. Doğuya doğru yaklaşık 12 km uzanan Lara Plaj bölgesi, altın kumuyla tanınan en iyi plajlara ev sahipliği yapar ve kendi içinde hızlı şekilde bir tatil beldesi haline gelmiştir. Batıdaki uzun Konyaaltı Çakıllı Plajı da popülerdir. Dağlara doğru gidildiğinde, görülmeye değer Düden ve Kurşunlu Şelalelerini ziyaret ederek harika manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Şehir merkezinden 50 km uzaklıktaki, genellikle Nisan ayının ilk günlerine kadar eteklerinde kar bulunan Saklıkent’te kayak bile yapabilirsiniz.

Antalya bölgesinin en popüler tarihi alanları şu şekildedir:

 

Aspendos:

Antalya’nın yalnızca 50 km doğusunda olan Aspendos, Roma İmparatorluğu zamanında önemli bir ticaret merkeziydi. Bugün, Aspendos’un en etkileyici yönü, yaklaşık M.Ö. 162 yılında inşa edilmiş olan büyüleyici tiyatrosudur. 15.000 kişiliktir ve harika biçimde korunmuştur. Her yıl Haziran ve Temmuz aylarında gerçekleştirilen Aspendos Opera ve Bale Festivali’ne ev sahipliği yapar ve size, muhteşem bir ortamda klasik eserlerin sergilenmesini izleme fırsatını verir. Şehre su sağlamış olan su kemeri de hala kısmen bozulmamış durumdadır.

 

 

Faselis:

Bu Likya liman şehrinin üç limanı, bir zamanlar önemli bir ticaret merkeziydi. Tahtalı Dağı’nın korumasındaki konumu, yatlar için popüler bir mola noktasıdır, temiz suları ve kumlu plajlarıyla güneş severler tarafından beğenilir. Arkeolojik kalıntılar çoğunlukla Roma dönemindendir ve bir tiyatro, hamamlar, su kemerleri, Hadrian Kapısı, bir meydan ve bir akropol içerir.

 

 

Perge:

Antalya’dan 18 km uzaklıktaki Perge, Pamfilya’da önemli bir şehirdi ve misyonerlik seyahatleri sırasında Aziz Paul tarafından ziyaret edilmiştir. Bugün, yüksek kulelerin eşlik ettiği şehir kapısı, tiyatro ve hamamlar görülmeye değerdir.

 

 

Demre:

Kale olarak da bilinen antik Myra şehri, en çok, 4. yüzyılda burada piskopos olan Aziz Nicholas ile olan bağlantısıyla ünlüdür. Kilisesi, 6 Aralık bayramında veya civarında onu anmak için gerçekleştirilen yıllık törenin odağıdır. MS 4. yüzyıla kadar uzanan muhteşem kaya mezarlarının gördüğü Roma tiyatrosu kalıntıları görülmeye değerdir.

 

Antalya’daki NephroCare merkezi

Türkiye'nin Akdeniz kıyısındaki turizm merkezi olan Antalya, diyaliz hastaları için her sezon mükemmel tatil seçenekleri sunar. Ancak ılıman iklimi ve avantajlı sezon dışı fiyatlardan dolayı, Antalya’da ilkbahar, sonbahar ve kış aylarında tatil yapmaya değer.

Muhteşem Toros Dağları ve turkuaz renkteki deniz manzarası, portakal ağaçlarının kokularıyla birlikte tüm kıyı şeridi boyunca görülebilir. Antalya, zengin doğal güzelliğinin yanı sıra tarihi alanları ve kalıntılarıyla da ünlüdür. Kale duvarları içindeki şehir merkezinde bulunan eski köşkler, antik Liman ve antik şehir Aspendos bunlardan yalnızca birkaçıdır. Eski şehirde alışverişe gidebilir veya şehir merkezindeki renkli gece hayatının keyfini çıkarabilirsiniz.

Özel FMC Antalya Tatil Diyaliz Merkezi, 1989 yılından beri Antalya’ya tatile gelen diyaliz hastalarının tercihi olmuştur. Bugün 25 yıllık tecrübesi, güler yüzlü ve kalifiye çalışanları ve modern altyapısı ile tedavi imkanı sunmaktadır. Ayrıca merkezimizde, son teknoloji ürünler kullanılmakta olup, uluslararası standartlara uygun hizmet verilmektedir. Merkezimizde  diyaliz bakımında kendi alanlarında uzman ve uzun yıllardır tecrübeli olan 1 nefrolog, 2 diyaliz hekimi, 8 hemşire, 1 teknisyen, 5 yardımcı personel, 1 aşçı ve şoför hizmet vermektedir. Özel FMC Antalya Tatil Diyaliz Merkezi, siz diyaliz tedavisi olurken ailenizin yüzüp dinlenebildiği büyük bir yüzme havuzuna sahip harika bir ev kompleksindeki ayrı bir binadadır. Üç diyaliz salonunun hepsi, yüzme havuzu manzarasına sahiptir.

Diyaliz olurken, Avrupa televizyon kanallarını izleyebilir, radyo dinleyebilir, ücretsiz kablosuz internet bağlantısını kullanabilir veya çeşitli dillerdeki dergileri okuyabilirsiniz. Bu arada, renal diyetinize uygun olarak profesyonel aşçımız tarafından hazırlanan lezzetli Türk yemekleri de sunarız. Aileniz de, kafeteryamızda ücretsiz olarak Türk yemeklerinin tadını çıkarabilir. Kliniğimiz, dünyaca ünlü Lara plajına ve all-inclusive otellere çok yakın bir konumdadır. Otelinizle diyaliz merkezi arasında, otelinizin konumuna bağlı olarak 5-15 dakika süren ücretsiz ulaşım hizmeti sağlamaktayız. Antalya’nın diğer bölgeleri için de ulaşım hizmeti sağladığımızdan, transfer için endişe etmenize gerek yoktur.

Antalya Holiday Dialysis Center

Bayındırlık Cad. Lara Kent Sitesi S Blok Güzeloba

Antalya

Tel: +90 242 349 20 04

www.antalyaholidaydialysis.com

Holidaydialysis.Turkey@fmc-ag.com

Konuşulan diller:
İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Felemenkçe

Diyaliz Makineleri:
25 Fresenius 5008S CorDiax (Hep. B ve Hep. C pozitif hastalar için ayrı makineler)

İstanbul

İstanbul, herkesin hayatı boyunca en az bir kez ziyaret etmesi gereken gerçek anlamda bir dünya şehridir. Doğu ve Batı kültürlerinin büyüleyici bir harmanıdır, benzersiz bir kimliğe sahip canlı ve modern bir şehirdir. Zengin geçmiş, gençliğin canlılığıyla bir aradadır. Her ne kadar artık Türkiye’nin başkenti olmasa da, İstanbul ülkenin kültürel ve ticari başkenti olmaya devam etmektedir.

Bir zıtlıklar şehridir İstanbul. 21. yüzyıl hayatının kakafonisiyle hareketliyken, can yakan bir güzelliktedir. Boğaz ile Avrupa’yı Asya’dan ayıran Boğaziçi ve durgun Marmara Denizi’yle çevrelenen büyüleyici bir konuma kurulmuştur. İstanbul’un her iki yakasında, doğu ve batı mirasının en iyi örneklerini hatırlatan birer ayağı vardır. Bizans, Konstantinapol ve son olarak İstanbul adıyla, her biri büyüleyici saraylar, kaleler, camiler, kiliseler ve anıtlarla kendi izlerini bıraktığı üç imparatorluğun başkenti olmuştur. İnişli çıkışlı geçmişinin mirası, modern şehrin her köşesinde görülebilir.

İstanbul’un düzeni ilk bakışta kafa karıştırıcı görülebilir. Boğaziçi, şehri Avrupa ve Asya olarak ayırır; kıtalar, ilki, Cumhuriyet’in 50. yıl dönümünü kutlamak için 1973 yılında açılan iki muhteşem köprüyle bağlanır. Birkaç gün konaklamak üzere şehri ziyaret edenlerin çoğu, iki kıtanın da en iyi yerlerinin görülmesi için kavisler çizerek ilerleyen gezi tekneleriyle Boğaz turu yapmak dışında, Asya yakasını ziyaret etmek için küçük bir nedene sahip olacaktır.

Avrupa yakasında Haliç, Sultanahmet ve Laleli bölgelerini içine alan eski İstanbul’un tarihi yarımadasını modern şehirden genel hatlarıyla ayırır. Haliç üzerinde en ünlüsü Galata Köprüsü olan birkaç köprü bulunur. Görülecek yerlerin büyük çoğunluğu bu yarımadada olduğundan, kısa şehir molalarındaki çoğu ziyaretçi eski şehirde konaklar. İstanbul’un en ünlü yerlerinin hemen hepsi (Sultanahmet Cami, AyaSofya, Topkapı Sarayı ve Kapalı Çarşı) birbirine 30 dakikalık yürüyüş mesafesindedir. Yürüyerek veya yayalara açık olan ana cadde üzerinde çalışan tramvayı kullanarak dolaşmak kolaydır. Konaklama açısından, Sultanahmet bölgesinde, çoğu restore edilmiş ahşap Osmanlı konağı olan birçok butik otel vardır. Bunlar, Eski Şehrin otantik atmosferini gerçekten solumak isteyenler için çok uygundur. Her ne kadar daha hareketli olsa da, Laleli bölgesinde daha modern ve daha ekonomik otellerde konaklama imkanı bulunabilir.